Aslantepe’nin Çatısı Kaynak : 06.06.2010 - Cumhuriyet Gazetesi | Yazdır

Stadın yapımı ilerliyor. Bu arada ortadaki en ciddi sorun, stadın açılır kapanır çatısı… Projeler hazırlanan program uyarınca, açılır-kapanır çatıya göre tasarlanmıştı. Ne var ki ihale aşamasında çatı, ihale kapsamı dışında tutuldu.
İhale bedeli 179 milyon lira; açılır-kapanır çatının yapımı ise yaklaşık olarak 20 milyon lira. Şimdi TOKİ çatının yapımını üstlenmek istemiyor. Çatının ileride yapılabileceği öne sürülüyor. Bu durum birçok yönden sakıncalı. Stat işletmeye açıldıktan sonra çatı yapımının getireceği teknik güçlükler ve ciddi sakıncalar var. Projeler açılır-kapanır çatıya göre düzenlenmiş, taşıyıcı sistem o çatı çözümüne göre tasarlanmıştı. Çatı yapılmayacak idiyse, onu taşımak üzere kurulmuş bu kadar ağır bir strüktüre ne gerek vardı? Konu baştan ona göre planlanır, daha hafif ve ucuz çözümler üretilebilirdi. GSGM, GS ve TOKİ anlaşması Kulüpçe hazırlatılmış ve uygulanmakta olan proje üzerinden yapılmıştı. O projede çatı vardı yani sürpriz değil.
Gelelim çatının ne kadar yararlı olduğu konusuna… Stat, çokişlevli bir kompleks olarak gösteriler vb. etkinlikler için kullanılacaksa –ki böyle düşünülüyor- kapanabilir bir örtü yararlı, hattâ zorunludur. Kötü havalarda yapılacak özellikle uluslararası spor karşılaşmaları için de öyle. Ayrıca böylesi tesislerin afet durumlarında barınama amaçlı kullanılması olasılığı da örtü fikrini güçlendiriyor. Dışarıda bunun örnekleri yaşanarak görüldü.
İleri sürülen karşı düşünceler arasında, çatının havalandırmayı engelleyeceği ve çimlerin korunmasının güçleşeceği gibi konular var. Bu kaygılar doğrulara dayanmıyor. Şöyle ki; yan tribünlerle çatı arasındaki açıklık, havalanmayı sorun olmaktan çıkarıyor.


Çimlere gelince, çatı örtülmese de futbol statlarında tribünlerin sahaya yakınlığı nedeniyle çimler zaten her zaman sorunlu. Ne var ki bugünün teknolojisiyle özel ışık düzenleriyle çimler beslenebiliyor. Çimlerin tümünü değiştirmenin bedeli ise topu topu 80 bin avro. Bu da korkulacak bir tutar oluşturmuyor.
Görüldüğü gibi, baştan düşünülerek yaptırılmış olan ve sözleşmeye esas oluşturan mimari projenin değiştirilmeden, zaman yitirmeden, eksiksiz olarak uygulanması gerekiyor. Aksi halde böyle bir kararın sorumluluğunu üstlenenlere, “çatı örtülmeyecekse böylesine güç, güçlü ve pahalı bir strüktürü niçin yaptınız” diye sormazlar mı? Çatının yapılması ancak bugün olanaklıdır. Üstelik çatıyı, alt strüktürü yapan yüklenicinin yapması doğrudur. Aksi halde farklı firmalarca farklı zamanlarda yapılacak iki strüktür arasında doğabilecek teknik sorunlar, çözümü güç sorumluluk tartışmalarına yol açacaktır.
Bedelin karşılanması bir özveri gerektiriyorsa, TOKİ bu özveriye katlanmalıdır. Galatasaray’ın bu anlaşmada parasal olarak kayıplı çıkan taraf olduğu biliniyor. Ali Sami Yen Stadı arsasını değerlendirirken TOKİ zaten kârlı çıkmıyor mu? Bugüne kadar gerçekleştirdiği işler arasında mimari bakımdan en görkemli olanı için bir özveride bulunmalıdır diye düşünüyorum.
Öte yandan, “Ali Sami Yen Parkı” konusundaki fikrim değişmedi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi TOKİ’ye daha uygun bir noktada eşdeğer bir arsa vererek Mecidiyeköy’de halkın soluklanabileceği tek yeri bir parka dönüştürerek hizmete sunmalı. Belediyeye de, TOKİ’ye de,  İstanbul’a da yakışan budur.