İTÜ 250. Yılını Kutluyor | Kaynak : 01.11.2023 - Yapı Dergisi - 487 | Yazdır |
250. yılını kutlayan İTÜ’nün köklü geçmişine bir göz atalım. İstanbul Teknik Üniversitesi’nin kökü, 1773’te kurulmuş olan Mühendishane-i Bahri-i Hümayûn’a dayanır. Osmanlı İmparatorluğu, bilim ve teknolojide Batı’ya yetişebilmek amacıyla, özellikle askeri alanda yeniliklere yönelmek zorunluluğunu duymuştur. Daha sonra Mühendishane-i Bahri-i Hümayûn da Sultan 3. Mustafa döneminde tersane hizmetlerini ve donanmayı geliştirmek, Batılı anlamda gemi mühendisliği eğitimi vermek üzere kurulmuştur. Okulun ilk binaları Haliç’te Tersane-i Amire içindedir. O dönemde okulda bir matbaa kurulduğu ve ders kitapları basıldığı biliniyor. Daha sonraları, 1795 yılında Halıcıoğlu’ndaki Humbaracı Kışlası’nda Sultan 3. Selim döneminde haritacılık, gemi inşaat ve inşaat mühendisliği öğretimi için Mühendishane-i Berri-i Hümayûn adlı ikinci bir okul kurulmuştur. Başlangıçta bir arada olan bu iki okul 1825’te bir fermanla birbirinden ayrılmış; Mühendishane-i Berri-i Hümayûn’da 1847’den itibaren mühendislik eğitiminin yanı sıra mimarlık eğitimi de verilmeye başlamıştır. Kamu yapıları için gerekli teknik elemanları yetiştirmek üzere Mühendishane-i Berri-i Hümayûn’a bağlı olarak 1883’te Halıcıoğlu’nda Hendese-i Mülkiye Mektebi kurulmuş; Okul, sivil yönetimin ihtiyaç duyduğu mimar ve mühendislerin yetiştirilmesi için 2. Meşrutiyet’in ilânından hemen sonra,1909 yılında askeri yönetimden ayrılarak Mühendis Mekteb-i Âlisi adıyla Nafia Nezareti’ne bağlı sivil bir mühendislik okuluna dönüşmüştür. Okul birkaç yer değiştirdikten sonra 1921’de Gümüşsuyu’na gelmiştir. 24 Mayıs 1928’de kabul edilen bir yasayla okul, bu kez Yüksek Mühendis Mektebi adını almış, aynı zamanda tüzel kişilikle mali ve idari özerklik kazanmıştır. Amaç, genç Cumhuriyet Türkiyesi’nin nafia (bayındırlık) işleri için gerekli teknik elemanları yetiştirmektir. Eğitimde başlayan ihtisaslaşma ile Su, Yol ve Demiryolu, İnşaat-Mimarlık şeklinde üç şube kurulur. Önceleri yalnızca Gümüşsuyu kışlasını kullanan Yüksek Mühendis Mektebi, sonraki yıllarda Taşkışla ve Maçka silahhanelerini de kullanarak büyümüştür. İlkin Nafia Vekâleti’ne (Bayındırlık Bakanlığı) bağlı olan okul, 1941’de Maarif Vekâleti’ne bağlanmış ve adı bu kez İstanbul Yüksek Mühendis Okulu (İYMO) olmuştur. Eğitim kadrosu, Avrupa’daki baskıcı rejimler nedeniyle ülkelerini terk ederek güvenli Türkiye Cumhuriyeti’ne sığınan çoğu Alman öğretim üyelerinin de katılımıyla geliştirilmiştir. 1944 yılında TBMM’ce çıkarılan bir yasayla okul, İstanbul Teknik Üniversitesi olarak yeniden yapılandırıldı. O günlerde 4 fakülte söz konusuydu: İnşaat, Mimarlık, Makina, Elektrik. Öğretim, bütün fakültelerde 5 yıl süreliydi ve mezunlar Yüksek Mühendis diploması alırlardı. YÖK kararıyla daha sonraki yıllarda, 4 yıllık lisans eğitimi uygulaması başlatıldı; ona 2 yıllık lisansüstü programları eklendi. Yıllar içinde, başta Rektörlüğü de içine alan Ayazağa Yerleşkesi olmak üzere Gümüşsuyu, Maçka, Taşkışla, Tuzla yerleşkeleri ve beliren gereksinmelere uygun yeni fakültelerin, enstitülerin kurulması ve Türk Müziği Konservatuvarı’nın da eklenmesiyle üniversite bugünkü konumuna geldi. |
İTÜ, mühendislik eğitiminde ilk olmanın ötesinde pek çok ilke imzasını atmıştır. Bu kapsamda; bazı örnekler:
Örnekler çoğaltılabilir… İTÜ yurt kalkınmasına, yetiştirdiği insan gücü ve ürettiği bilgiyle ciddi katkılar sağlamıştır. Yurdu saran demirağlarda, yollarda, köprülerde, barajlarda, fabrikalarda, santrallarda olduğu gibi, ülkedeki pek çok üniversitenin kuruluş ve gelişmesinde de önce İTÜ vardı. Bizim Öğrenciliğimizde İTÜ 1956 sonbaharında İTÜ Mimarlık Fakültesi’ne girdiğimde, kışladan okula dönüştürülmüş olan Taşkışla yepyeniydi. İTÜ’nün iki ana binası vardı: Taşkışla ve Gümüşsuyu. Maçka’daki, İTÜ’ye bağlı Maçka Teknik Okulu’nu da bunlara ekleyebiliriz. Üniversiteye tahsis edilmiş Maçka Kışlası’nda ise dönüştürme çalışmaları sürüyordu. Üniversitenin 5 fakültesi bulunuyordu: İnşaat, Mimarlık ve Maden Fakülteleri Taşkışla’daydı; Makina ve Elektrik Gümüşsuyu’nda. Rektörlük Taşkışla’da olduğu için orası üniversitenin sancak gemisiydi. İTÜ bugün etkinliklerini ağırlıkla Ayazağa Yerleşkesi’nde sürdürüyor. |