Lüküs kamarada kimler oturur? (Söyleşi: Burak Kara) |
Kaynak :
20.11.2016 -
Vatan Pazar
|
![]() |
Pekin metrosunda ‘business class’ vagon uygulaması başlatılması istanbul da first class olabilir mi tartışmasını getirdi. 40 yıl önce tramvay ve şehir hatları vapurlarında bu uygulama vardı. Mimar Doğan Hasol İstanbul ulaşımındaki imtiyazlı günleri anlattı. Nüfusuyla dünyan en kalabalık ülkesi konumunda olan Çin’de, toplu taşımaya alternatif olarak, metroda ‘business class’ vagon uygulaması başlatıldı. Lüks metro vagonlarında, koltukların daha geniş ve rahat olduğu görüldü. Ayakta giden yolcunun da bulunmadığı vagonlarda seyahat etmenin ücreti ise normal metro biletinin üç katı. Ancak tercih eden yolculara daha rahat seyahat imkânı sunan uygulama, tartışmalara yol açtı. Bu uygulamanın, halk arasında yapay ayrımlara yol açtığı öne sürüldü. Benzer bir uygulama İstanbul’un toplu taşıma araçlarında 1920’lerin başından 1970’lere kadar görülmüştü. Şehir hatları vapurları, tünel, tramvaylar ve trenlerde birinci ve ikinci mevki vagonlar, lüks kamaralar vardır.. İmtiyazsız, sınıfsız, kaynaşmış bir kitle Mimar Doğan Hasol o günleri ”biz, o günlerin söylemiyle, ‘imtiyazsız, sınıfsız, kaynaşmış bir kitle’ idik. Tabii mevki farklarım saymazsak.. Hasol toplu taşımada mevkii farklılıklarını şöyle anlatıyor “1961 öncesinde İstanbul’ da tramvaylar vardı. Avrupa yakasındakileri belediyeye bağlı olarak İETT işletirdi Bunlar Bahçekapı- Yedikule, Bebek Eminönü, Tünel-Şişli, Tünel-Maçka, Tünel-Kurtuluş gibi hatlarda çalışırdı, O tramvay arabalarının birinci mevki ve ikinci mevki olanları vardı. Birinci mevki olanlar kırmızı, ikinciler yeşildi, Mevki farkı içerideki koltuklardan gelirdi. İkincilerde tahta olan koltuklar, birincilerde dolgulu ve deri kaplıydı. Bilet ücreti doğal olarak farklıydı. Anımsadığım yıllarda birincilerde öğrenci bileti 5, ikincilerde 3 kuruştu, Tam bilet bunun iki katıydı. Anadolu yakasında ise işletme, bir özel şirkete aitti. O tramvaylar genelde Kadıköy merkezli çalışırdı: Kadıköy kalkışlı tramvaylar Üsküdar, Kısıklı, Bostancı, Fenerbahçe, Moda ve Gazhane’ye (Hasanpaşa) giderdi. Ayrıca, Üsküdar-Bağlarbaşı- Kısıklı hattı vardı. Bu araçlarda da mevki ve renk farkı söz konusuydu: |
Birinciler sarı, ikinciler zeytin yeşiliydi Bilet fiyatları Avrupa yakasındaki gibiydi. Mevkiler arasındaki fiyat farkı savaş yıllarında ve izleyen yıllarda zaten zor geçinen insanlar için önemliydi Çok kimse duraklarda yeşil tramvay gelmesini umutla beklerlerdi Birçok kişi sarı tramvay geldiğinde binmez, ikinci mevki yeşil tramvay gelinceye kadar beklemeyi tercih ederdi. Yazın yanları açık yazlık vagon eklenirdi O vagonlarda yolculuk pek keyifliydi. Ancak o vagonlar da yine birinci mevki idi.” İstanbul’un toplu taşımasında mevki farkı yalnızca tramvaylarda yoktu. Tünel’de, vapurlarda da geçerliydi. Emektar Tünel’in iki vagonundan biri birinci, öteki ikinci mevkiiydi. Vapurlara gelince; Boğaz, Kadıköy ve Adalar vapurlarının burun tarafındaki bölümler ikinci, arka taraftakiler birinci mevki idi. Mevkiler arasındaki fark kanepelerin tahta ya da deri kaplı olmasındaydı. Kadıköy ve Adalar’a işleyen vapurların kıçta, şık özel bir bölümleri daha vardı; orası “lüks mevki” idi. Yolculuk sırasında biletçi gelip, eldeki birinci mevki bilete ek olarak 25 kuruş fark alırdı. Birinciden işlemeli camlarla ayrılmış “Lüks”te yolcular kumaş kaplı tek kişilik koltuklarda oturma konforunun yanı sıra, öteki yolculara caka satmak gibi bir ayrıcalığa daha sahip olurlardı. Hasol, İstanbul’un bugün 20 milyonluk azman bir şehir olduğunu, bu nedenle trafik dahil hiçbir sorununun çözülemeyeceğini belirtiyor. Hasol, “Metrobüsleri görüyorsunuz, herkes üst üste. Hindistan’ da trenlerin üstünde gidiyorlar. Şimdi Pekin metrosuna business – class uygulaması başlattılar. Bu parası olmayanın hakkının parası olana devretmektir. Bu ince bir çizgidir, eskiden İstanbul’un toplu taşımalarında farklı mevkiler vardı. Ama nüfus 1 milyondu. Kimse yoğunluktan tramvaya ya da vapura binmemezlik yapmıyordu. Parası olan biraz daha konforlu bir seyahat etmek için birinci sınıfta yolculuk yapardı. Ama halkın çoğunluğu da ikici ya da üçüncü mevkide oturacak yer bulur, ayakta kalmazdı. Toplu taşımada yer yoksa, parayı verip başkasının hakkını alıyorsan o zaman bu haksızlık olur. Herkes yer buluyorsa, kadife koltukta oturup keyif yapmak isteyenler de olabilir bu normaldir. |