Yapı Malzemesi ve Plansız Gidiş Kaynak : 01.11.1968 - Mimarlık Dergisi - 61 | Yazdır

Türkiye’nin kalkınmasında önemli yeri olan konulardan biri de ihtiyacı duyulan binaları kısa zamanda ve çok sayıda inşa etmektir. Çok fazla bina inşa etmenin de iki bileşeni vardır: birincisi “ekonomi”, ikincisi ise “süratli yapım”. Her iki bileşen de malzeme ve yapı teknolojisi ile çok yakından ilgilidir.
Bütün yatırım alanlarında olduğu gibi, inşaat alanına da ayrılabilecek paramız sınırlıdır. Bu sınırlı para ile mümkün olan en fazla miktarda binayı gerçekleştirmek zorundayız, yani ekonomik yapı yapmak zorundayız. Öte yandan zamanımız sınırlıdır. Bu zamanı en iyi şekilde değerlendirmek ve belirli bir süre içinde yine mümkün olan en fazla miktarda binayı gerçekleştirmek zorundayız.
Ekonomik ve süratli yapı yapmak ancak Devletin önderlik edeceği araştırma ve geliştirme çalışmaları sonucunda mümkün olabilir.

BiR ÖRNEK
Birinci beş yıllık plan döneminin ilk 4 yılında gerçekleştirilmesi planlanan ve gerçekleştirilebilen şehir konutu miktarları şöyledir:

Şehirlerde yaratılması tasarlanan Yaratılan birim sayısı
konut birim sayısı
1963 95.505 57.286
1964 102.900 60.754
1965 110.235 80.461
1966 120.890 91.138

Toplam 429.530 289.639

Bu dönem içinde gerçekleştirilmesi istenen konutlar için harcanması gereken para genel yatırım hacminin % 20 si olarak öngörüldüğü halde, harcanan para ortalama % 22,12 ye ulaşmıştır, yani yaklaşık olarak tahsis edilenin % 10 fazlası sarf edilmiş, buna karşılık yatırım yaklaşık olarak % 32 lik (139.891 birim) eksikle yapılabilmiştir (1). Görülüyor ki, yatırım ekonomik olarak gerçekleştirilemediği gibi, ihtiyacı karşılayabilecek şekilde hızlı inşaat da yapılamamıştır. Açığın müteakip yılların ihtiyacına eklenmesinin gerekeceği ortadadır. Yukarıdaki örnek konut alanındaki durumu gözler önüne sermekte olup, öteki inşaat yatırımlarının durumunun çok daha parlak olmadığı da bilinmektedir.

PLANDA NELER SÖYLENMİŞTİ ?
“Memleketimizde yapı malzemesinin etüt ve ıslahını ve yapı sıstemlerinin araştırılmasını temin için, İmar ve İskan Bakanlığına bağlı ve Teknik Üniversitelerin ilgili kürsülerinin işbirliği ile çalışacak bir Yapı Araştırma Enstitüsü kurulmalıdır.” (Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, 1963 – S. 285).

” 1. İmar ve İskan Bakanlığı, Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu ve Türk Standartlar Enstitüsü ile işbirliği yaparak, ucuz yapı malzemesi ve yapı tekniklerinin geliştirilmesi yolundaki çalışmaları yoğunlaştıracak, bu malzeme ve tekniklerin uygulamada denenmesi ve toplu yapıda kullanılması için çeşitli uygulayıcı kuruluşlarla ilişki kuracaktır.
2. Yapı Araştırma Enstitüsünün kurulması gerçekleştirilecektir.”
(1 ci Beş Yıllık Kalkınma Planı 1967 Yılı Programı, S. 344).
1968 yılı programında yukardaki iki maddeden birincisi tamamen ihmal edilmiş; ikincisi konusunda ise şunlar söyleniyor:
“Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumunca “Yapı Araştırma Enstitüsü” nün kurulması hazırlıkları tamamlanacak, bu konuda İmar ve İskan Bakanlığı ile diğer ilgili kuruluşların desteği sağlanacaktır.”
(2 ci Beş Yıllık Kalkınma Planı 1968 Yılı Programı, S. 176).
Görülüyor ki, 1967 yılında İmar ve İskan Bakanlığınca kurulması gereken Yapı Araştırma Enstitüsü o yıl içinde kurulamadığı gibi, 1968 yılı içinde Enstitünün kuruluş hazırlıklarının tamamlanması Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumundan istenmektedir. Çalışmalar Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu tarafından 1968 yılı içinde ele alınmış ve hızlandırılmıştır. Bu, beş yıllık bir gecikmeden sonra bile olsa sevindiricidir.

BAŞKA NELER YAPILMALIYDI?
Yapı maliyetinin düşürülmesi en uygun yapı sisteminin aranması inşaat sektörünün başlıca meselesidir. Bu mesele toplam inşaat yatırımlarının yaklaşık olarak % 60 ını bulan bina yatırımında daha büyük önem taşımaktadır. Bu konudaki çalışmaların yapılması ve yayılmasıyla İmar ve İskan Bakanlığı

Tetkik Heyeti kanunla görevlendirilmiştir. Bu maksatla, söz konusu Bakanlığın kuruluş kanununun 6 cı maddesinin B bendinde “yapı maliyetini ucuzlatma çarelerini araştırmak, memleketin muhtelif bölgelerinde tatbik edilmekte olan yapı sistemlerinin ıslahı için çalışmak ve tatbikinde fayda görülen yeni yapı sistemleri üzerinde araştırmalar yapmak” görev olarak verilmekte, aynı maddenin D bendinde ise çeşitli bulguların halka tanıtılması istenmekte ve bunun için çeşitli yollar gösterilmektedir. Ancak şimdiye kadar bu konuda yeterli bir çalışma olduğundan söz edilememektedir. Özellikle köylerde ve kasabalarda ve hatta şehirlerde halkın teknik bilgiden mahrum olarak inşaat yaptığı bilinmektedir. Bu nevi inşaata veya bu gibi inşaatta çalışan yetişmemiş şahıslara teknik bilgi ve yardım yapılmamaktadır.”
Yukardaki satırları biz yazmadık. Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planının beşinci uygulama yılı olan 1967 Yılı Programının İnşaat Sektörü bölümünden aldık (S. 287). Bu satırlar şöyle devam eder:
“İmar ve İskan Bakanlığı 7116 sayılı kanunla verilmiş görevi yerine getirme konusunda Teknik Üniversitelerde işbirliği yaparak 1967 yılında özel tedbirler alacak ve elde edilenlerin halka ve yetişkin olmayan yapıcılara ulaştırılmasına çalışılacaktır. Ayrıca sözü edilen Bakanlık diğer özel ve kamu kuruluşlarında bu konuda çalışmalar varsa genel işbirliğini sağlıyacaktır. Çalışmalarda mahalli yapı malzemesi kullanılmasına ve mahalli usullerin geliştirilmesine öncelik verilecektir.”
Acaba çalışıldı mı? Genel işbirliği sağlandı mı? Öncelik verildi mi?
“Yurdumuzda malzeme kullanma talimatnamelerinin bulunmayışı inşaatlarda yanlış kullanıma yol açmaktadır. Yapı Malzemesi Genel Müdürlüğü en önemlilerinden başlamak üzere malzeme kullanma normlarının hazırlanmasına başlayacaktır. Üzerinde çalışma yapılacak malzemeyi yurt içinde üreten kuruluşlarla Bayındırlık Bakanlığı ve Mühendis ve Mimar Odaları çalışmalara her yönden yardım edeceklerdir. Elde edilen sonuçların uygulanması için gerekli mevzuat çalışmaları yapılacaktır.” (1 ci Beş Yıllık Kalkınma Planı 1967 Yılı Programı, S. 289).
Acaba bunlar yapıldı mı?

KALKINMA PLANI UYGULANMIYOR
Malzeme ve yapı teknolojisi araştırmalarını yapacak örgütler geliştirilmemiş ve bu araştırmalar yapılmamıştır.
Üretilecek malzeme çeşitleri sanayicilerin tercihine terkedilmiştir. Yapı malzemesi endüstrisi her türlü destek ve kontrolden uzak kendi kendine büyümektedir.
Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planında “Malzeme standartları ile ilgili çalışmalar bitirilecektir” denmesine rağmen bu standartlar ortada yoktur.
Kalite kontrolu üretici firmaların insafına bırakılmıştır.
Yapı Malzemesi, Yapı Teknolojisi, İnşaat ve Konut alanında Kalkınma Planı uygulanmıyor. Bu dallar plan fikrinin ne olduğunu çok iyi bilen meslek adamlarının uygulama yaptıkları dallardır. Diğer alanlarda planın ne kadar uygulandığı ise, üzerinde ayrıca durulması gereken bir sorundur.
Plan uygulanmak üzere yapılır. Aksi halde hazırlanması için ayrılan zaman, para ve işgücü lüzumsuz damgasını yemekten kurtulamaz ve bir lüks olur ki, bu da, iyi bir planın ve planlı bir uygulamanın sosyal, ekonomik ve kültürel kalkınma için zorunlu olduğu şeklindeki bilimsel görüşe aykırı düşer.
Kalkınma hızı iktisadi büyümeyi gösteren bir orandır. Bu oran, sosyal ve kültürel kalkınmayı yansıtmadığı, kalkınmanın ekonomik nimetlerinin yurt çapında nasıl dağıldığını göstermediği gibi, planın ve planlı uygulamanın başarısını da anlatmaz. Bir tek oranla gösterilen sonuçtan çok, planda gösterilen hedeflere tam olarak ulaşılıp ulaşılamadığının, yatırılan para karşılığında hedefe varılıp varılmadığının kontrolu önemlidir.

(1) Köy konutları da bu (%10 luk yatırım içinde yer almaktadır. Ancak bunlar yaklaşık olarak genel konut yatırımlarının % 10 unu teşkil ettiklerlerinden, yukardaki örnekte ihmal edilmişlerdir.