YENİ FİKİRLERLE SÜREN BİR ÖMÜR |
Kaynak :
01.04.2010 -
İTÜ Mezunları Derneği Mezunlar E-Dergisi
|
![]() |
EĞİTİMİNİZ, İŞİNİZ VE SİZİ YETİŞTİREN AİLENİZ? 1968 yılında Fransa’da Nanterre’de başlayan öğrenci hareketleri bütün dünyaya yayılmıştı. Türkiye’de de üniversite olaylarının yaygınlaştığı, çalkantılı ve koşulların çok da uygun olmadığı bir dönemdi. Yapı-Endüstri Merkezi’ni (YEM) o dönemde kurduk. Önemli olan bilgi, birikim, cesaret ve kararlılıktı. 6250’şer lira koyarak yaklaşık 80.000 lira ile kurduk şirketi. Harbiye’deki ilk sergileme alanımızın yıllık kirası 200.000 lira idi. Büyük bir cesaretti. Ancak biliyorduk ki, proje doğru ise kendi finansmanını sağlar. KURUMSALLAŞMA Tek başıma çalışmaktansa yakınlarımla, geniş kadrolarla çalışmayı seviyorum. Takım çalışması hoşuma gidiyor; tek adam şovu değil yaptığım. Sözlük ve kitap çalışmalarım istisna. Onlar tek başına gerçekleştirilecek türden çalışmalar tabii. |
Ben Yönetim Kurulu adına kilit kararlara katılıyorum. Limited şirkette genel müdür iken daha farklı sorumluluklar üstlenmem gerekiyordu. AŞ’ye dönüştükten sonra kadrolar oluşturulup birçok işlev yerine oturtulunca daha önemli ana meselelerle uğraşmak için fırsat doğdu. BUGÜN SEÇSENİZ HANGİ TAHSİLİ YAPMAK İSTERDİNİZ? Liseyi bitirdiğimde Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni burslu kazandım; ancak babamın rahatsızlığı nedeniyle ailemi bırakıp Ankara’ya gidemedim. İstanbul’da İTÜ Mimarlık Fakültesi sınavını da kazanmıştım; onu seçtim. Zaten Siyasal Bilgileri, biraz da yurtdışında yaşama özgürlüğü cazip geldiği için istemiştim. SEKTÖR TERCİHLERİNİZ, İŞ GELİŞTİRMENİZ NASIL GERÇEKLEŞTİ? Eşimle birlikte yarışmalara katılıyor, tek tük proje işleri yapıyorduk. Benim hiçbir zaman tek bir uğraş konum olmadığı gibi tek bir işim de olmamıştır. Mimarlık Fakültesi’nde asistandım, aynı zamanda Mimarlar Odası İstanbul Şubesi’nin de sekreterliğini yapıyordum. O günlerde Lufthansa’nın şehir ofisini düzenleme işini üzerimize almıştık. Avusturya’dan Lufthansa’nın mimarı gelmişti. “Gidip mevcut malzemeleri görelim” dedi. Yapı malzemelerinin topluca görülmesi bakımından ciddi bir eksiklik söz konuydu. Perşembepazarı’na gittik. Bir dükkâna girdik, sonra bir başkasına… Farklı malzemeler için başka dükkânlara… Dükkân dükkân gezerken, sabrı taştı, “Bunları bir arada görebileceğimiz bir yer yok mu” diye sordu. Sonunda, dolaşmaktan vazgeçtik. ÇALIŞANDA EN DEĞER VERDİĞİNİZ ÖZELLİK NEDİR? En çok yaratıcılığa değer veririm; sürekli fikir üretilmesi çok önemlidir benim için, çünkü şirketlerin başarısı çalışanlarının başarısıyla oluşur. ÖĞRENCİLERİMİZ HANGİ YÖNLERİNİN DAHA GELİŞMİŞ OLDUĞUNU NASIL ANLARLAR? |