Yine İnönü Stadı |
Kaynak :
25.06.2009 -
Cumhuriyet Gazetesi
|
![]() |
Konu gazete manşetlerindeydi: “İnönü Stadı yıkılacak, yerine çok daha büyük, çok daha görkemli bir stat yapılacak…” Bunun niçin olamayacağını iki yazımda ayrıntılı olarak anlatmaya çalışmıştım. Aslında konu çok açıktı. İnönü Stadı yıkılamazdı çünkü Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu’nca, “korunması gerekli yapı” olarak tescilliydi. Gerçekten de stat, Cumhuriyet döneminin önemli mimarlık örneklerinden biridir. Şimdi, yine gazete haberlerinden öğrendiğimize göre Beşiktaş, stadın yıkımından vazgeçmiş ve yeni projeyi hayata geçirmek için bekleyişe geçmiş.. Siyah-beyazlı yönetimin, gerekli izinleri alsa bile stadı yıkmayacağı öğrenilmiş. Haberde, Avrupa Şampiyonlar Ligi nedeniyle yıkım projesini bir başka bahara bırakan yönetimin, stadı tamamen yıkmak yerine Şükrü Şaraçoğlu Stadı’nda olduğu gibi parça parça inşa etmeyi planladığı belirtiliyor. Yıkım kararının iptal edilmesi sonrasında kombine bilet satışları başlatılmış. Avrupa hedefinden uzaklaşılması durumunda yapım işine başlanabilecekmiş. Ayrıca, bazı bakan ve milletvekillerinin, stadın |
yıkılması halinde o bölgenin başka amaçla kullanılmasını gündeme getirdikleri, bu nedenle yönetiminin böyle bir karar aldığı da sızan haberler arasında imiş.
Gazete haberleri böyle… Daha önce de tekrar tekrar vurguladığım gibi, İnönü Stadı yasal koruma altında olduğu için yıkılamaz. Gerek varsa depreme karşı güçlendirilir. Yapılacak işler stadın özgün projesine ve koruma ilkelerine aykırı olamaz. Şimdi sorabilirsiniz? Mimarlık tarihimizin önemli bir bölümünü oluşturan ve korunması gereken Cumhuriyet dönemi yapıları birer birer yıkılıp yok edilmiyor mu? Ne yazık ki tescilli olmadıkları için yıkılıyor. İnönü Stadı da tescilli olmasına karşın, koruma kararının bir şekilde kaldırılmasıyla böyle bir hoyratlığa kurban giderse?.. Gidebilir… O zaman da Beşiktaş’ın korktuğu başına gelir: Stadın yerini, şöyle deniz manzaralı daha yoğun, daha yüksek, daha gösterişli, çok kârlı rant tesisleri alıverir. İnönü Stadı örneğinde olduğu gibi, 20. yüzyılın mimarlık mirasını oluşturan önemli yapılar bir an önce tescil edilip yasal koruma altına alınmalı. Yoksa gidiş, Cumhuriyet’in mimarlığını da yok etme doğrultusunda.
|