1970’li yılların başında Yeniköy’ün bir yamacında Mimarlar Sitesi’ndeki evimize yerleşmiştik. Komşularımızın hemen tümü mimarlardı. 1965’te Mimarlar Odası İstanbul Şubesi’nin önayak olmasıyla kurulan 40 üyeli kooperatifimiz Yeniköy’deki 40 daireli siteyi SSK kredisiyle gerçekleştirmişti. İstanbul o tarihlerde henüz azmanlaşmamıştı. Dostların, “orada yazları mı oturacaksınız?” türünden sorularıyla karşılaşıyorduk. Boğaz’da Bebek’ten ötesi hâlâ sayfiye yeri gibi görülüyordu.

Hepimiz gençtik; çocuklarımızın çoğu yaşıttı ve daha ilkokul çağındaydı. Onlar çabuk kaynaştılar ve hep birlikte sitenin şenliğini oluşturdular. Aralarından biri biraz daha büyüktü, hem yaşı hem de ağırbaşlılığıyla “abla” konumundaydı Işıl Ergüvenç…

Işıl’ın babası, arkadaşımız Y.Müh.(Mimar) Yılmaz Ergüvenç, İTÜ Mimarlık Fakültesi mezunuydu ve İstanbul Bayındırlık Müdürlüğü’nde görevliydi; ileriki yıllarda önce Bayındırlık Müdürü, ileriki yıllarda da Bayındırlık Bakanlığı’nda Yapı İşleri Genel Müdürü olacaktı.

Işıl, başarılı bir öğrenciydi… Başlamış olduğu Nişantaşı Nilüfer Hatun İlkokulu’nu bir süre her gün Yeniköy’den Nişantaşı’na gidip gelerek tamamladıktan sonra 1970 yılında giriş sınavını kazanarak, kapılarını daha 5 yıl önce kız öğrencilere de açmış olan Galatasaray Lisesi’ne girmişti. Işıl böylece katıldığı yetiştirici sınıfla Ortaköy’de Galatasaray’a gözlerini açmıştı. Onun da Ortaköy’deki tarihî okulumuzun büyüsüne kapılmış olduğundan, okulun önünden geçen vapurlara rıhtımda arkadaşlarıyla birlikte “Kaptan düdük!” teranesiyle geleneğin izlerini sürdürdüğünden eminim. Yetiştiricide başlayan serüven yine Ortaköy’deki Ortaokul, sonra da Beyoğlu’ndaki Lise yılları ile devam etti ve Galatasaray Lisesi’nden 1978’de mezun oldu.

Işıl’ın Lise’den sonra da başarılı bir öğrenim hayatı olacaktı. Önce İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni, onunla yetinmeyerek ardından Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. Sıra yüksek lisans, sonra da doktoraya gelecekti. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve Nancy II Üniversitesi Avrupa Merkezi’nde Yüksek Lisans çalışmasını; daha sonra da İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde doktora çalışmasını tamamladı.

Evlenince Ergüvenç soyadına “Karakaş” eklenecekti.

İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde Doçent iken 1999’da Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne geçerek yeniden yuvaya döndü ve 2003 yılında orada Profesör oldu.

2008 yılında AİHM’ne Türkiye adına Yargıç seçilinceye kadar Galatasaray Üniversitesi’nde Avrupa Arastırma Merkezi Direktörlüğü, Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcılığı ve Devletler Hukuku Anabilim Dalı Başkanlığı görevlerini yürüttü. Yine o dönemde Galatasaray Üniversitesi’ndeki görevinin yanı sıra Fransa da Aix-Marseille III, Reims, Montpellier II, Artois, Strasbourg Robert Schuman üniversitelerinde konuk Profesör olarak İnsan Hakları Hukuku dersleri verdi.

Bütün bu süreçte özellikle Avrupa Hukuku ve İnsan Hakları Hukuku konularında uzmanlaşan Ayşe Işıl Karakaş, 2008 yılı başında Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nce, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)’nde Türkiye’yi temsil edecek yargıç olarak seçildi. Başarıları yeni görevinde de sürecek ve 1 Ocak 2015 tarihinde AİHM’nin beş bölümünden ikincisinin Başkanı,

1 Kasım 2015’te de AİHM Başkan Vekili seçilerek bu kez AİHM yönetim kadrosuna katılacaktı.

A.Işıl Karakaş’ın hukuk alanında uluslararası düzeydeki bütün bu başarıları ülkemiz ve Galatasaray Topluluğu için gerçekten gurur ve mutluluk verici olmuştur. Günümüzde, asıl başarının uluslararası alanda kazanılanlar olduğu açıktır. Işıl Karakaş, uluslararası arenadaki başarısıyla, üstelik bugün ülkemizin en çok ihtiyaç duyduğu Hukuk ve özellikle de İnsan Hakları konularının en önemli merkezlerinden biri sayılabilecek bir kurumda üstlendiği görev ve pozisyonuyla öne çıkmıştır. O nedenle de Galatasaray Büyük Ödülü ile ödüllendirilmesi zamanlı ve isabetli bir karar olmuştur.

Bir başka nokta, A. Işıl Karakaş’ın, Galatasaray Lisesi’ne kız öğrenci kabulünün 50. yıldönümünde Galatasaray Büyük Ödülü’nü kazanması hoş bir rastlantı oluşturmuştur.

Kendisini, “daha nice başarı ve mutluluklara…” diyerek gönülden kutlayalım.