Fenerbahçe’den sonra Beşiktaş da stadını yeniledi. Yenileme sürecinde Beşiktaş’ın izlediği yol çok akılcıydı. Tarihi yapının mimarisine zarar vermeden yapılan yeni düzenlemeyle stadın kapasitesi 11 bin koltuk eklenerek artırıldı. Böylece stat 32.145 kişilik oldu.

Beşiktaş Kulübü bu işi dört buçuk ay gibi çok kısa bir zamanda ve düşük bir maliyetle gerçekleştirdi. Yapılan uygulama, sahayı 4 metre kadar aşağıya indirmekten ve saha çevresindeki atletizm pistlerinin kaldırılmasıyla kazanılan alana tribünleri ilerletmekten ibaretti. Yapının strüktürüne dokunulmadan yapılan iş Kristof Kolomb’un yumurtası gibiydi neredeyse.

Beşiktaş yönetimini, gösterdiği örnek yönetim becerisinden, çevreye ve tarihi yapıya saygılı davranmasından dolayı kutlamak isterim. Burada, bir parantez açıp Gazhane tarafındaki açık tribüne eklenen örtüyü övgümün dışında tuttuğumu belirtmeliyim. O örtünün niçin yapıldığını da, tenteleri taşımak için öylesine ağır bir çelik strüktürün anlamını da kavrayabilmiş değilim. Yapılan örtü tribündeki seyircileri yağmurdan, kardan, rüzgârdan koruyacakmış gibi görünmüyor. Bulabildiğim tek yanıt, arkadaki uygunsuz gökdeleni stattakilere göstermemenin amaçlandığı şeklinde olabilir. Ayrıca sanıyorum ki, bu bölüm son düzenlemeden önce yapılmıştı ve stadı büyütme işleri kapsamı içinde değildi.

Stadın büyütülmesi, yıllardan beri tartışılan bir konuydu. Stat, Dolmabahçe Sarayı ahırlarının yerine, yani saraya ait bir alana yapılmıştı. Bir sarayın yanıbaşında bir stadın yer alması uzun zaman eleştiri konusu olmuştu. Hem bu nedenle hem de bir dönemi belgeleyen mimarisinin korunması bakımından büyütülmesine karşı çıkılıyordu. Beşiktaş’ın, bulduğu son çözümle hem kendisi, hem de İstanbul için örnek bir uygulama yaptığını söyleyebiliriz.

Beşiktaş yönetimine bir önerim olacak. Stadın giriş cephesi İkinci Dünya Savaşı yıllarının getirdiği kısıtlamalarla, istenildiği gibi yapılamamış, neredeyse yarım bırakılmıştır. Şimdi o cephenin ve önünde yola kadar uzanan alanın mevcut yapıya saygılı bir şekilde ele alınarak yeniden düzenlenmesi düşünülemez mi ? Örneğin, sınırlı da olsa bir mimari tasarım yarışmasıyla… Ayrıca, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı törenleri dışında hemen hiç kullanılmayan ana giriş de bu çerçevede daha sık kullanılır hale getirilemez mi ?

Evet, Fenerbahçe ve Beşiktaş statlarını yenilediler, kapasitelerini artırdılar. Seyirci artışı takıma desteği artırdığı gibi kulüplerin gelirlerini de yükseltiyor.

Darısı Galatasaray’ın başına diyelim.