Bir Buzdağı: YEM Kaynak : 01.08.2010 - Yapı Dergisi - 345 | Yazdır

Yapı-Endüstri Merkezi bir buzdağıdır… Görünen bölümü, koskoca bir gövdenin yalnızca ucudur.

Kuruluşundan bu yana dolu dolu 42 yıl geçti. Hep yükselen bir grafik çizerek… Şu anda geldiği yer tarihçesindeki en üst nokta… Zirve değil kuşkusuz; umuyorum ve inanıyorum ki yükseliş hep sürecek.

1968’de Harbiye’de sürekli bir malzeme sergisiyle (Daimi Sergi’yle) işe başlamıştık. Amaç, “yapı” konusunda bir bilgi merkezi oluşturmaktı. O dönemde daha bilgi çağına girilmemişti; ortada bilgisayar sözcüğü bile yoktu. Zaman içinde çok yol alındı: Bugün gelinen noktada YEM birçok alanda bir sancak gemisi konumunda… Fuarları, Sergileri, Konferansları, Sempozyumları, Bilgi Merkezi, Sektörel Araştırmaları, Basılı ve Sanal Yayınları, uluslararası konuma gelen Yapı Dergisi ve Yapı Kataloğu, Kitabevi ve geniş bir Dış İlişkiler ağıyla…

YEM, gönüllü girişimin Türkiye’deki en başarılı örneklerinden biridir. Girişimciliğin ve birlikteliğin gücünün neleri başarabileceğini göstermesi bakımından önemlidir. Özellikle, meslek yaşamının eşiğindeki gençler için iyi bir örnek oluşturacağına inanmışımdır hep. Bu nedenle, YEM deneyiminden aldığım ilham ve cesaretle gençlere, okulu bitirdiklerinde işsizlikten yakınmak yerine, bilgi, zekâ ve yeteneklerini yaratıcı yönde kullanmalarını salık veririm.

YEM’in kuruluş günlerine dönersek… Amaç kâr değildi. Kuruluş, bir vakıf mı, dernek mi olmalıydı ya da danışman avukatımızın önerdiği gibi şirket mi? Şirket kavramı aslında ticareti ve kâra dönük bir amacı çağrıştırıyordu ama sürdürülebilirlik açısından şirket olması daha sağlıklı görünüyordu.. Düşünülen etkinliklerin sürdürülebilmesi ve daha iyi yapılabilmesi için kâr etmek de gerekiyordu. 1968’de 12 inanmış adam böyle yola çıktık. Arkadaşlarımızdan üçü projenin ilk yıllarında ayrılmayı yeğlediler. Kalan 9 kişiden bugün yalnızca dördü hayatta; öteki kurucuları vârisleri temsil ediyor.

“Şirket” adına kendimizi bir türlü alıştıramadık ve sürekli olarak sorumluluklarının bilincinde bir sivil toplum kuruluşu gibi davrandık. Adımızdaki şirket sözcüklerini kullanmakta bile isteksizdik; yalnızca “Yapı-Endüstri Merkezi” ya da “Merkez” demekle yetindik; bugün de çoğu kez kısaca YEM diye anıyoruz.

YEM, bütün girişimlerini, Türkiye’nin öncü sektörlerinden biri olan “yapı” alanında bir bilgi merkezi olabilmenin bilinciyle yerine getirmeye çalıştı. Her çabasında bu bilincin izleri görülür. Ayrıca, destek verdiği sosyal sorumluluk projelerinde de aydın ve aydınlık bir kurum olmanın bilinciyle davrandı. Bu bilinçle yalnızca ülkenin değil, dış dünyanın da sayılı bilgi merkezlerinden biri konumuna geldi. Uluslararası Yapı Merkezleri Birliği UICB’nin genel sekreterliğini üstlenmesiyle UICB’nin de merkezi oldu. Şu anda dış ekonomik ilişkilerdeki aktif konumu YEM’i dış dünya için, yapı alanında Türkiye’nin erişim kapılarından biri haline getirmiş bulunuyor.

YEM’in, 40 yılın ardından 2008 başında Harbiye’den Fulya’daki yeni yerine taşınması daha geniş yeni olanaklar yarattı. Harbiye’de yer kısıtlılığı nedeniyle birbirinden kopuk sınırlı mekânlara dağılmış yaklaşık

100 kişilik kadro Fulya’da geniş bir alanda tek çatı altında toplanınca birlikte çalışmanın yarattığı sinerjiyle yeni atılımlar yaratmaya başladı.

Bu gelişmenin en görünür yüzü “etkinlikler” oldu. 2008 başından beri konferanslar ve sempozyumlarda sayı, büyüklük ve nitelik bakımından çarpıcı bir sıçrama var. Özellikle de genç kuşak profesyonellerden 600-700 kişinin coşkuyla katıldığı etkinlikler verimli bir buluşma platformu oluşturdu. Yine yeni ileri teknoloji olanaklarıyla konferanslara, internet ortamında eşzamanlı olarak ülkenin yanısıra dünyanın her noktasından erişilmesi olanağı sağlandı.

Burada YEM’in sunduğu hizmetleri tek tek sıralamak niyetinde değilim. Onların ayrıntılarıyla anlatılması bu yazının sınırlarını ve boyutunu aşar. İzlenebileceklerin internet adreslerini aşağıda vermekle yetiniyorum. Ancak Yapı Fuarı’ndaki önemli gelişmeleri aktarmakta yarar olduğunu düşünüyorum.

Yıllardan beri bilgi odaklı olarak düzenlenen YAPI Fuarı yalnızca kendi dalında değil, bütün dallarda ülkedeki en büyük uzmanlık fuarı oldu. 850 kuruluşun katıldığı Yapı Fuarı’nı bu yıl yerli-yabancı 103.000 kişi ziyaret etti. 11.000 mimar, 3.000 içmimar, 12.000 inşaat mühendisinin yanısıra makina ve elektrik mühendisleri, teknik kişiler ve meslek içi ya da dışı öteki ihtiyaç sahipleri… Ayrıca, yurtdışından gelen alım heyetlerinin yerli üreticilerle sistemli ikili görüşmeleri sağlandı. Böylece fuar tam bir uluslararası ticari buluşma platformu niteliği kazandı. Öte yandan dünyanın en büyük fuarlarından BAU ile kurulan güçbirliği, YAPI’yı daha da güçlü kılıyor.

Gelecek yıl Tüyap fuar alanına eklenecek yeni kapalı alanlarla Yapı Fuarı’nın alanı 21.000 m2 artarak 81.000 m2’ye ulaşacak. Böylece 34. Yapı Fuarı yalnız Türkiye’nin değil, bölgenin de en büyük fuarı niteliğini pekiştirecek. Nereden nereye… Harbiye’deki 450 m2’lik Daimi Sergi’den 81.000 m2’lik fuara… Bu rakamlar yalnızca YEM’in ulaştığı boyutu değil, Türk Yapı ve Malzeme Sektörlerinin de eriştiği büyüklüğü ortaya koyuyor.

Kırk küsur yılda YEM, sektörle birlikte, mimarlarla, mühendislerle, üretenler ve kullananlarla kol kola aynı kaderi, iyi ve kötü günleri paylaşarak büyüdü. Şu anda da yarışını kendisiyle sürdürüyor.

YEM’de Bayrak Değişimi

YEM’de başka bir değişim Haziran ayı başında yaşandı. 17 yıldan beri Genel Müdürlük görevini sürdüren değerli arkadaşımız Mimar Güven Cantürk bu görevi daha genç bir arkadaşımıza, Barış Onay’a devretti.

Güven Cantürk bundan böyle YEM’deki çabasını, birkaç yıldan beri sürekli olarak önerdiği şekilde, deneyimlerini genç kuşaklara aktararak sürdürecek. Görev unvanı: Yönetim Kurulu Başkanı Danışmanlığı… Cantürk’e genel müdürlükte geçen 17 yıllık çok özverili, çok başarılı büyük hizmetleri ve katkıları için teşekkür borçluyuz.

Yaşanan, bir bayrak değiştirme olayıdır; tıpkı bayrak koşusunda olduğu gibi… Oyuncular bayrağı elden ele geçirirler; takım hep aynı takımdır; oyun takım oyunudur.

Barış Onay’a gelince… Barış Onay’la meslek kariyerinin daha başlangıcında, Uluslararası Mimarlar Birliği’nin (UIA) 2005 İstanbul Dünya Mimarlık Kongresi’nde Scientific Committee (Bilimsel Komite) Genel Sekreteri olarak görevlendirildiği sırada tanışmak, yeteneklerini, bilgi ve becerilerini orada yakından gözlemek şansım oldu. Kongrenin hemen ardından kendisini YEM takımına katılmaya çağırdım. YEM’deki Koordinatörlük ve Genel Müdür Yardımcılığı’ndaki başarıları kendisini önce Uluslararası Yapı Merkezleri Birliği’nin (UICB) Genel Sekreterliği’ne, sonra da YEM Genel Müdürlüğü’ne taşıdı.

Barış Onay’ın parlak bir eğitim geçmişi var: Beşiktaş Atatürk Anadolu Lisesi’ni ve 2000 yılında İTÜ Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü’nü bitirdikten sonra 2002 yılında Ecole d’Architecture Paris-Belleville’de Kentsel Tasarım, 2003 yılında da Université Paris 1 Pantéon-Sorbonne’da Mimarlık Tarihi yüksek lisans programlarını tamamlamış ve 2004 yılında İstanbul’a dönmüş. Şu anda İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü’nde Doktora çalışması sürüyor.

Barış Onay’ın son beş yılda aldığı yol gerçekten övgüye değer. “YEM takımına katılma kararı”nın ne kadar isabetli olduğu görülüyor. Bir yandan Barış’ı kutlarken, bir yandan da çorbadaki tuz örneği katkımdan dolayı övünç duyuyorum.

Daha nice başarılara hep birlikte…

YEM’e ilişkin bazı internet adresleri:

www.yem.net

www.yapi.com.tr

www.yapikatalogu.com

www.yapidergisi.com

www.yapiveri.com

www.yemfuar.com

www.yemkitabevi.com

www.yemetkinlik.com

www.yemodul.com

www.prosteel.org

www.archiprixturkiye.org

www.ekodesignkonferansi.com

www.konutkonferansi.com

www.mimarlikmuzesi.org

www.altincekul.com

www.mimarizm.com

www.santiyeciler.com