Gün Kutlama Günüdür.. Bir de.. Kaynak : 29.08.2000 - Cumhuriyet Gazetesi | Yazdır

Çocuklar, çocuklar.. Yapmayın, etmeyin.. Bu kavga sizlere hiç yakışmıyor; Galatasaray’a, Galatasaray’ın büyüklüğüne ise hiç mi, hiç..

Dört yıllık birliktelik meğer neler biriktirmiş. Kompleksler tortusundan kendinizi kurtarın. Bunu lütfen yapın; kendiniz için olmasa da Galatasaray için yapın.

Galatasaray son dört yıl içinde futbolda büyük başarılar kazandı. Bu başarıların temelinde biraz da
Süren – Terim ikilisinin, Galatasaray’da hiçbir zaman görülemeyecek bir uygulamayı yapmış olmaları yatar.. Fatih Terim, imparatorluğunu ilân etti, Yönetim Kurulu’nun hattâ zaman zaman Başkanın bile önüne geçti. Futbolcuları, dış etkilerden arındırılmış bir Florya ortamında tek adam yönetimiyle yetiştirerek başarıya kenetledi. Terim’in antrenörlük statüsü ile tek adam konumu Kulübün gelenekleriyle, ilkeleriyle bağdaşmıyordu. Kısacası, bu, kabul edilemez bir durumdu, ama Süren, Terim’in kurtarıcılığına sığınarak, futbolda sağlanan başarılar karşılığında bu dengesizliğe göz yumdu. Ne zamana kadar ?.. UEFA kupasını alıncaya kadar. Kupa alındı, Terim’e yol göründü. Fatih Terim İtalya’ya kendisi gitmedi; gönderildi. Tıpkı Hakan

Şükür’de olduğu gibi..

Bütün Galatasaraylıların Fatih Terim’e teşekkür borcu vardır. En başta da, öteki alanlardaki başarısızlıkları örterek üyelere dertleri unutturması ve bir sürü çalkantıdan, sarsıntıdan kendilerini kurtarmış olması nedeniyle Faruk Süren yönetimlerinin.. Öte yandan Fatih Terim’in de Süren’e teşekkür borcu olmalı.. Terim bilmeli ki, Süren dışında hiçbir Galatasaray başkanı, kulübün geleneklerine, ilkelerine aykırı olarak böylesine bir tek adam yönetimine boyun eğmezdi.

Şimdi teşekkürlerin yerini vefasızlık alınca dört yıllık suskunluk bozuldu; bastırılmış hırslar, gerilmiş sinirler boşaldı, hoşgörünün yerini hoşgörüsüzlük aldı; dört yıl boyunca bilenmiş kılıçlar çekildi.

Bu kavga, zamansız mı, zamansız.. “Kavga”, başarısızlık ortamının kötü ürünüdür; başarının değil.. Su yüzüne çıkmamış kişisel hırslar, kişisel çekişmeler artık geride kalmalı; kötü anılar unutulmalı. Gün, kavga yerine, futboldaki başarıyı kutlama günüdür. Bir de başı ellerin arasına alıp Galatasaray’ın geleceğini düşünme..