| Herkes İçin Zorunlu Spor |
Kaynak :
14.10.2004 -
Cumhuriyet Gazetesi
|
Yazdır
|
|
Avrasya Maratonu’ndan birkaç gün önceydi, İstanbul’u su bastı… Hem de en olmayacak yerleri, şehrin en yüksek noktalarındaki kavşakları… Bir de denize en yakın yolları… Trafik saatlerce kilitlendi; koskoca şehir yağmura teslim oldu. Felaket, AB Komisyonunun Türkiye’ye ilişkin İlerleme Raporunu verdiği günden bir gün sonraya rastlamıştı. Olumlu raporu alabilmek için bunca itilip kakılmadan, aşağılanmadan, yalvarıp yakarmadan sonra… Tam, “Avrupalı olduk” derken, tam zil takıp oynayacakken doğanın sürprizi olacak şey miydi ? Yerleşmesi çarpık, altyapısız, bakımsız, denetimsiz İstanbul, Avrupa yolunda siyasileri yalanlayarak yılların öcünü aldı. Sen misin gecekondu yapımına, dere yataklarında, vadi tabanlarında yapılaşmaya göz yuman… Son zamanlarda iktidar yetkilileri “her şey Allah’tan” söylemini sıkça kullanıyorlar. Ama AKP iktidarı döneminde felâketler öylesine arttı ki, insanın, “Allah AKP’yi sevmiyor mu ne ?” diyesi geliyor. İstanbul’da yaşanan felâkete politikacı gözlüğüyle bakılabilir ve yaşananlar, birkaç gün sonra yapılacak Avrasya Maratonu’na hazırlık niteliğinde görülebilirdi. Yağmur olayı, herkes için zorunlu spora bir “vesile” olarak da algılanabilir, yolların kilitlenmesinin, trafiğin saatlerce kımıldamamasının İstanbulluları zorunlu spora yönelttiği söylenebilirdi. İlişkin spor dalları da şöyle sıralanabilirdi : Yüksek atlama, uzun atlama, tırmanma, engelleri aşma, selde yürüyüş, kovayla su boşaltma, yükleyici kepçesiyle eve girme, evden eşya kaçırma, egzoz |
dumanı soluma… Bu dallar uzatılabilir. Böylece, yokluklar sporun hizmetine sokulmuş, kımıldayamayan itfaiye araçları ve ambulansların siren sesleri arasında öylesine yoğun ve yüklü bir antrenman olanağı sağlanmıştı ki…
Sonuçta bunca hazırlığa karşın, galiba, candan bezdiren antrenmandan herkes biraz fazla yorgun düşmüştü. Bu nedenle, pazar günü maraton sonuçlandığında Türklerden hiç kimsenin derece alamadığı görüldü. Dereceleri yabancılar paylaşmışlardı. Bizimkilerse biraz koştular, biraz yürüdüler, kimileri de Boğaz Köprüsü üzerinde piknik yapmayı yeğledi. Zaten sonradan anlaşıldı ki, Avrasya Maratonu da üç yıllık ödenti borcu nedeniyle uluslararası takvimden çıkarılmış bulunuyor. Maratonu düzenleyen belediye, antrenmanı da düzenlemiş ama ödentiyi yatırmayı akıl edememiş. Ayrıca, maratonun parkuru değiştirilmiş, gerekli ölçme prosedürü yerine getirilmemiş. Buyurun bakalım… Gelelim işin özüne… Bütün bunlara spor değil de eziyet olarak bakacak kadar karamsarsanız, yine gözde bir söyleme göre “yüzde 99’u Müslüman olan” bir şehirde Belediye’nin yaptığı, “Müslüman’a eziyet” değilse nedir ? Bunları “işkence” diye tanımlarsanız şayet, bu da AB müktesebatına uymaz. Türkiye, bilindiği gibi, AB’den “üyelik görüşmeleri için tarih alma tavsiyesi” aldı. Bu nedenle Türkiye’de işkence kalmadı. Neyse, Avrupalı olmak üzere görüşmelere aday olmamız AB’ye tavsiye edildi ya… Bu bizi uzun süre avutmaya yeter. e-posta : merkez@hasmimarlik.com.tr faks : 0212 211 34 20 |

