İmar Affı: Yap, Et, Affet! Kaynak : 01.09.1988 - Yapı Dergisi - 82 | Yazdır

Boğaziçi’nde imar affı yine gündemde. TBMM İmar Komisyonu Başkanı ANAP İstanbul milletvekili Hayrettin Elmas, İstanbul ve Çanakkale Boğazları için yeni bir yasa tasarısı hazırlandığını, imar affını da içeren tasarının Eylül ayı içinde Meclis Genel Kurulundan geçerek yasalaşacağını açıkladı.
Yeni yasa tasarısı Boğaziçi’ndeki her parsele, büyüklüğüne bakılmaksızın yüzde 6’lık bir inşaat hakkı getirirken, İstanbul ve Çanakkale Boğazları’nda 3290 sayılı imar Affı Yasası’ndan yararlanamayan, kaçak ya da ruhsata aykırı yapılmış binaların af sürelerini iki yıl daha uzatıyor.
Bayındırlık ve İskan Bakanı Giray’ın düzenlediği basın toplantısında “Yeni bir af getirme düşüncesinde değiliz” demesine karşılık gazetelerin belirttiklerine göre, Başbakan tarafından da onay gören yasa tasarısının Meclis’in açılmasından sonra derhal gündeme getirilmesi bekleniyor.
1983 yılından bu yana af yasaları sürekli olarak gündemde… 1983’te çıkarılan “İmar ve Gecekondu mevzuatına aykırı olarak yapılan yapılara uygulanacak işlemler”i gösteren 2805 sayılı yasa 21.3.1983 günü Resmi Gazetede yayınlanmış. Yaklaşık bir yıl sonra çıkarılan 8.3.1984 gün, 2981 sayılı yasa, getirdiği değişikliklerle bir öncekinin yerini almış; daha sonra 7.6.1986 gün, 3290 ve 26.5.1987 gün, 3366 sayılı yeni af yasaları gelmiş. Bu kez getirilen af Boğaz Yasasına eklendiği için yalnızca Boğazları kapsıyor.
İmar affı niçin çıkarılır? Hangi yapıları kapsamına alır? Affın nedenleri üzerine eğilmek istiyoruz.
Bilindiği gibi imar affı ruhsatsız yapılarla, ruhsat alındığı halde projesine aykırı şekilde inşa edilmiş yapıları aklamak amacını güder. Bu tür yapılarla, gerçekleşmeden önce savaşmak bütün belediyelerin görevidir. Boğaziçi’nde ise bu görev hem ilçe belediyelerinin hem de Boğaziçi İmar Müdürlüğü’nündür.
Bunların denetlenmesi ise çok güç değildir. Belediyeler bütün yapıları kendi mevcut kadroları ve son yıllarda kavuştukları olanaklarıyla kolayca denetim altında tutabilirler ve kaçak yapılaşmayı önleyebilirler. Ancak çeşitli nedenlere dayanan hoşgörü ve seçimler bu denetime engeldir. Her seçim bir gecekondu patlamasına neden olmakta, seçim sonucunda da olaylı gecekondu yıkımları gazete sayfalarına boy boy resimlerle yansımaktadır. Seçimler, yeni göz yummalar, aflar ya da yıkım olayları…
Af yasası gecekonduların yanı sıra ruhsata aykırı olarak inşa edilmiş ya da edilmekte olan yapılara yeni olanaklar yaratacaktır. Böylece, yerel seçim öncesi yeni bir gecekondu seferberliği olmayacaksa, aftan yararlanacak büyük grup, barınma ihtiyacından çok yasa ve yönetmeliklere uygun olarak hazırlanıp onaylatılmış bir projeyi dilediği gibi değiştirerek uygulayan mal sahipleri ile, mevcut yapılarını dilediği gibi değiştiren, büyüten, hatta kat ekleyen mal sahiplerinden oluşacaktır diyebiliriz.
Boğaziçi için Kasım 1983’te kabul edilen 2960 sayılı Özel Yasanın amacı
1. maddede şöyle açıklanıyordu: “İstanbul Boğaziçi alanının kültürel ve tarihi değerlerini ve doğal güzelliklerini kamu yararı gözetilerek korumak ve geliştirmek ve bu alandaki nüfus yoğunluğunu artıracak yapılanmayı sınırlamak için uygulanacak

imar mevzuatını belirlemek ve düzenlemek.” Bu yasayla getirilen yapılaşma kısıtlaması 1985 yılında yasada yapılan değişiklikle kaldırılmış, 5000 m² den büyük arsalar yapılaşmaya açılmıştır.Yasadaki bu değişiklik sonucunda Boğaz yamaçlarında binlerce yapı bir anda adeta yerden fışkırmıştır. Bu yapılardan pek çoğunun inşaatı halen sürüyor.
İmar afları, yasalaşma prosedürü sırasında geçen süre içinde bazı işbilir (!) kişilere yapılarında diledikleri değişiklikleri yapma olanak ve fırsatını vermekte, af çıkacağı söylentileri bazı açıkgöz iş bitiricilerin iştahını kabartmakta, “nasıl olsa af çıkacak” gerekçesiyle kaçak yapılaşma büyük bir hız kazanmaktadır.
Bütün bunların yetkililerce bilinmemesine olanak yoktur. Afla kim korunmaktadır? Yalama olmuş bir af mekanizması topluma mı, şehre mi yoksa yasalara uymayan uyanık kişiye mi yarar sağlamaktadır? Topluma, çevreye, kamuya karşı kişisel çıkarları için suç işleyen kişi affedilince neyi kurtarmış oluyoruz? Böylece çevre, çirkinlik anıtlarıyla doluyor, bu tescilli çirkinlik anıtları yıllar boyu gözleri tırmalamak üzere şehrin karakterine hakim oluyor. Bir aftan beklenen pişmanlık ve uslanmadır; oysa burada yalnızca haksız kişilere büyük çıkarlar sağlanması ve yapanın yanına kar kalması söz konusudur.
Yukarıda da belirttiğimiz gibi af konusunda büyük bir yasa bolluğu var. Aslında af yasaları seçimlerin ürünü gibi görünüyor ve kanımızca aynı bolluktaki seçimlerden kaynaklanıyor. Son altı yılda 7 kez sandık başına gidilmiş. 1982 yılında Anayasa oylaması, 1983’te genel seçimler, 1984’te yerel seçimler, 1986’da milletvekili ara seçimleri, Haziran 1987’de 84 beldede belediye başkanı seçimleri, Eylül 1987’de siyasi yasaklara ilişkin anayasa değişikliği halkoylaması, Kasım 1987’de erken genel seçimler.
Önümüzdeki halkoylamasıyla yerel seçimleri de hesaba katarsak seçmen yedi yılda 9 kez sandık başına gitmiş olacak.
Böylece, şimdi çıkarılacak yeni bir imar affı ile yerel seçimler öncesinde hem gecekonduculara bir seçim selamı gönderilecek hem de eşin dostun kaçamakları yasallaştırılacak.
Gelelim yasa tasarısının öteki bölümlerine… Boğaziçi öngörünüm bölgesi, yukarıda da belirttiğimiz gibi, en az 5000 metrekarelik arsaların yüzde 6’sına inşaat yapılması koşuluyla 1985’te yapılaşmaya açılmış ancak Anayasa Mahkemesi bir yıl kadar sonra bu değişikliği iptal etmiştir. Şimdi hazırlanmakta olan yasanın her parsele yüzde 6’lık bir yapılaşma olanağı sağladığı için Boğaz’ı yaygın yeni bir taşlaşma tehdidiyle karşı karşıya bırakacağı uzmanlarca belirtiliyor. Bu, Boğaziçi için çıkarılmış ilk özel yasanın amacına da ters düşüyor.
Şehircilikte yaşadığımız büyük sıkıntılar yasa bolluğuna karşın hala bir plan anlayışına varamamış olmamızdan kaynaklanıyor. Aslında yasa bolluğu da bu yasaların iyice incelenmeden, irdelenmeden çarçabuk çıkarıldığını göstermiyor mu? Yasalarla, yasaklarla, aflarla hiç bir şehircilik sorununu çözemediğimiz ortada. Dünyada şehirciliğin her yöre için geçerli ana kuralları Boğaz için de aynen geçerlidir. Boğaz için de yasalardan önce çok ciddi bir plan ve planı uygulama disiplini gerekiyor.