Süren’in Doğru Kararı |
Kaynak :
02.03.2000 -
Cumhuriyet Gazetesi
|
![]() |
Galatasaray’da seçimler 1 Nisan’dan 25 Mart’a alındı. Tüzüğe göre doğrusu buydu; şirket hisselerinin satışı için o tarihte yapılması düşünülen Olağanüstü Genel Kurul da bir başka bahara kalmış oldu. Son gelişme : Faruk Süren’in başkanlık için yeniden aday olmaması. Bence, Süren bu kez, Fatih Terim’i dört yıl önce futbolun başına getirmesinden sonraki en isabetli kararını verdi. Hem kendisi, hem de Kulüp için.. Galatasaray futbolda çok başarılı bir dönemi yaşarken, tutarsız hayaller ve izlenen yanlış para politikaları nedeniyle tarihinin en kötü bunalımında.. Kulüp, “kurumlaştırıyoruz” teraneleriyle paralı başkan, paralı yönetici arama kıskacına sokuldu; Galatasaray’ı yönetmek de artık, rakip kulüplerdeki gibi, taze para bulmak hünerine endekslendi. Gaziantepspor 5 – Fenerbahçe 1 Geçtiğimiz Pazar akşamı oynanan maçın sonucu bu.. Fenerbahçe için tam bir bozgun. Bozgunu, çiçeği burnunda Yönetim Kurulu’nun hazırladığını söylemek abartı sayılmamalı. Futbol şubesinin yeni yöneticileri daha seçilir seçilmez, rakibe salvoya başladılar. Galatasaray’dan Fatih Terim’i ve kimi oyuncuları transfer edeceklerini ilan ettiler. Transfer zamanı olmadığına göre amaçları, seçmene taraftara selâm gönderme ve Galatasaray’a çelme takma taktiği olabilirdi. Zaten yapılan, ciddiyetten o denli yoksundu ki.. Terim’e öneri basın yoluyla yapılmış. Terim uygun bulursa onları arayacakmış. Pes doğrusu.. Yöneticiler attıkları yanlış adımın Kulüp için nelere malolabileceğini hiç düşünmemişlerdi. Girişimin, takımın başında bulunan antrenörü nasıl zedeleyeceği, futbolcular nezdinde otoritesinin nerelere düşeceği hiç hesaplanmamıştı. Sonuç işte ortada : Gaziantepspor 5 – Fenerbahçe 1. Yeni yönetim başarıyı kendi akıllı çabalarında değil de Galatasaray’ın gücünü aşındırmakta arıyorsa yandı Fenerbahçe.. Devşirme Atletizm Pistte havlu attık.. 26. Avrupa Salon Atletizm Şampiyonası’nın ikinci günü sonunda pistte atletimiz kalmadı. |
Atletizm Federasyonu’nun benimsediği atlet devşirme politikasını çok eleştirmiştim. Federasyon, yasanın açığından yararlanarak yabancı bayan atletlerin, çoğu kez sözümona evliliklerle Türk yapılmasını destekliyor, milli takımın belkemiğini böylece devşirilmiş yabancılar oluşturuyor. Çıkış noktası bu olunca, kendi atletlerimiz ihmal ediliyor. Başarı için hazır oldukları varsayılan yabancılardan medet umuluyor. Ne var ki bu yolun tutarsızlığı son şampiyonada bir kez daha kanıtlanmış oldu.
Türkleştirilmiş atletlerden Nora Güner’in başarısızlıktan sonraki isyanını, 27 Şubat günlü Milliyet’in haberinden aynen aktaralım : “Türk vatandaşlığına geçtiğinden beri şanssızlığın yakasını bırakmadığını belirten Güner, “Önce eşim Kemal ile birlikte trafik kazası geçirdik. Kolum kırıldığı için iki kez ameliyat oldum, pistlerden bir yıl uzak kaldım. Ardından Fenerbahçe, Ekim ayından itibaren aylık ve primlerimi kesince maddi sıkıntıya girdim, beslenmeme dikkat edemedim. Fenerbahçe’de yaklaşık 6 bin dolarlık alacağım kaldı. Balkan Atletizm Şampiyonası’nda kırdığım iki rekorla tam kendime gelmiştim ki bu kez Avrupa Şampiyonası’nda yine büyük bir talihsizlik yaşadım. Türkiye’ye geldiğime pişman oldum. Keşke Bulgaristan’da kalsaydım” dedi.” Habere göre, bir başka tepki de Rusya’dan gelmiş : “Rusya Atletizm Federasyonu Başkanı Valentin Balahnitchev, bundan böyle atletlerine Türk vatandaşlığına geçme izni vermeyeceklerini söyledi. Balahnitchev, “Büyük ümitlerle sizin ülkenize gelip vatandaşlığınıza geçen sporcularımız daha sonra ortada kalıyor. Bunun son örneğini Tatiana Zaykova (Tuna Köstem) yaşadı. Bundan böyle Türk olmak isteyen sporcularımızı engelleyeceğiz”. Taşıma suyla değirmen dönmüyor. Sallandık Yıkılmadık Kocaelispor, yaşadığı korkunç depremden bu yana onurlu bir çaba sürdürüyor. Ligi bırakabilirdi, bırakmadı. Doğru olanı yaptı. İlk günlerin sarsıntısından sonra takım giderek toparlanıyor ve umut veriyor. Oyuncular hiç kuşkusuz bunun bilincinde, yüreklerini ortaya koyuyorlar. Beşiktaş’a attıkları golden sonra formalarını açarak gösterdikleri tişörtlerindeki yazı anlamlıydı : “Sallandık Yıkılmadık”.. Çok doğru.. Bravo Sefa Sirmen, bravo çocuklar.. |