| Transfer |
Kaynak :
12.06.1997 -
Cumhuriyet Gazetesi
|
Yazdır
|
|
Şimdi transfer zamanı. Transfer haberleri yandaşların en önemli ilgi alanlarından biri olduğu için medyanın da gözdesidir. Maçlar bitmiş, sezon kapanmıştır. Heyecan verici gelişmeler transferle yaşanacaktır artık. Bizim medya transfer dedikodularını abartır, şişirir, ballandırır. Hattâ gerçekle ilgisi olmayan dedikodular bile yaratır. Kulüp yönetiminde bulunduğum dönemde bu tür yapay haberlerin defalarca tanığı olmuşumdur. Hiç aklımızda olmayan yabancı futbolcularla ilişkide olduğumuz ortaya atılmış, senaryolar yazılmıştır. Uydurma haber kamuoyunu birkaç gün oyalar. Birinci gün kulüp-futbolcu flörtünden söz edilir. İzleyen bir-iki gün pazarlığın gelişerek sürdüğü yazılır. Sonuç, kuşkusuz, anlaşmazlıktır. Gerekçeler sıralanır : Ünlü futbolcu çok para istemiştir; kulüp bu parayı gözden çıkaramamıştır ya da zaten kulübün bu kadar parası yoktur. Haber uydurma da olsa kamuoyu birkaç gün oyalanmış, yandaşlara tatlı düşler kurdurulmuştur. Bugün de benzer senaryoların yaşandığından hiç kuşkum yok. Yandaş, var olan kadroyla hiçbir zaman yetinmez; ünlü, heyecan verici transferler bekler. Yöneticiler, bir yandan ekonomik sorunlarla boğuşurken, bir yandan da kıt parasal kaynakla bütçeye uygun en iyi transfer arayışları içindedir. Doğal ki aklı başında yöneticilerden söz ediyorum. Bu nedenle, yandaşı transfer mevsiminde hoşnut etmek her zaman kolay değildir. Kısacası, yöneticilik bu bakımdan |
zor zanaattır.
Eski defterleri karıştırırken transfer konusuna değinen bir notumu buldum. Tarih atmamışım. 1995 sonlarında olmalı. “Taraftar Kadar Antrenör Var” diye bir başlık düşmüşüm. Not şöyle : “Bir taraftar geçenlerde beni evden telefonla aradı. Telefon numaranızı çok zor buldum” siteminden sonra, “ne olacak bu takımın hali ?” diye sordu ve ekledi : “Biliyor musunuz ? Ben Galatasaray yüzünden felç geçirdim.” Telefon görüşmemiz, Sparta Prag’la İstanbul’da oynayıp 3-1 kaybettiğimiz maçtan hemen sonraydı. “Bu kalecilerle olmaz” dedi, “acele bir yenisini bulun”. Aradan bir hafta kadar geçti, aynı kişi yine aradı. Bu kez Kayseri deplasmanından 2-1’lik bir galibiyetle dönmüştük. “Şimdi durum daha iyi” dedi. “Bu kez memnunum, ancak bize iki golcü yetmiyor, söyleyin antrenöre bir tane daha alsın”. Bu, yönetimde bulunduğum dönemde çok sık karşılaştığım tarzdaki konuşmalardan biriydi. Yönetim Kurulunun futbolla doğrudan görevli üyelerine bu anlamda gelen, eleştiren, akıl veren, yol gösteren mektupların, telefonların sayısı inanılmayacak çokluktadır. Ben mesleğim gereği, mimarlık taslayan heveskârlara hep gizli bir öfke duymuşumdur. Ancak itiraf etmeliyim ki, sporda, hele futbolda heveskâr antrenör sayısı, başka mesleklerdeki heveskâr sayısının kat kat üstündedir. e-posta : merkez@hasmimarlik.com.tr faks : 0212 211 34 20 |

